Motorize Yazışmalar; postları kadar, yorumları da okunası blog.. Ahaha sanki NY Times mınaki!

20 Ağustos 2010 Cuma

Beni kategorize etme dedi Berkcan.

Tabi ki demedi. Kendi kendime konuşuorum ben.

Sözlerimi geri alarak başlamak istiyorum bebeğim. Hani ona fakbadi demiştim ya. O benim fakbadim falan değil. Aceleyle söylenmiş bir şeydi o. Şimdi ne kadar da yanlış geliyor kulağa!

Neden?
Çünkü..

Sadece canımız sevişmek istediğinde gel, git, hadi nerde kaldın, işim var şu saate kadar geldin siktin, gelemedin Fındık kaçar muhabbeti yapmıyoruz.

Ortak zevklerimiz var,  beraber takılmak için fırsat yaratıyor, birbirimize zaman ayırıyoruz. Hem ikimiz de biraz keyif pezevengiyiz. Ama haftada 2den fazla üst üste görüşmüyor, birbirimizi özleyelim diye 2 gün hiç görüşmüyoruz falan. Sonra özlemiş oluyoruz tabi. Ama nasıl da güzel geliyor. Kimse kimseye hesap sormuyor, o bana gelen hediyeleri, kur yaptığım abileri sorgulamıyor, ben onun takıldığı ablaları. Bir aradayken gayet mutlu mesut, özgürlük kısıtlayıcı beklentiler içerisinde olmadan, gül gibi geçinip gidiyoruz.

Beraber market alışverişine çıkıyoruz, evde içmeyi, ciğercilerde homini homini tıkınmayı, gecenin bi yarısı buz gibi armut şeftali hüpletmeyi, sahilde elele yürüyüş yapmayı, yanımızdan geçen kızların bacakları ve memeleri, erkeklerin aletleriyle ilgili yorum yapmayı seviyoruz. Banliyö trenine atlayıp fotoğraf çekmeye gidiyoruz falan. Bazen akşamları kendi arkadaşlarımızla takılıp, sonra gece evde buluşup sarılıp uyuyoruz. Sonra ben rahat durmuyorum. Onu baştan çıkarıp illa seviştiriyorum.

Yoruyorsun beni kadın! dedi mesela bu sabah.. Saat 6da kurulmuş gibi uyandım, inception-vari rüyasının en güzel yerinde kalçalarımı şahane bir kaşık olucak şekilde ona dayayıp mmmh! yapmam yetti uyanmasına. Zaten bu sabah hava serindi. Rahat rahat taciz edebildim kendisini. Hem yatağımın karşısındaki ayna gündüz vakti daha efektif kullanılıyormuş bunu da anlamış olduk.

E hal böyle olunca biz ne fakbadi, ne sevgili oluyoruz.
Bazen romantik, bazen ateşli, bazen entel, bazen komik takılıyoruz.
Aktivite partneriyiz biz.

Ben bu durumdan çok memnunum şahsen. Öncelikle fakbadi soğukluğunda olmadığı için ne yaparsak yapalım, akabinde kendimi kullanılmış ya da kötü hissetmiyorum. Çünkü ister sevişelim, ister miskin miskin oturalım, ne yaparsak yapalım hiçbir şekilde ruhsuz, düşüncesiz, bencil ya da sevgisiz değiliz. Kötü insanlar da değiliz hem..

Terli terli uyuduğumuzda,  gece defalarca uyanıp sırtımı örtmesi, her seferinde beni öpmesi bundan.. Çıkardığım her sesi dikkatle dinleyip, canımı yakmaktan endişe duyması bundan. Sanırsam bu sabah küvete girip, beni boynumdan ayaklarıma kadar tatlı tatlı sabunlaması da bundan.. Sözlerle çok şey anlatmıyor, ama bana ismimle de hitap etmiyor, onun şekeri, tatlısı, tavşisiyim. O benim balım. Telefonu kapatırken illa muajk diye öpüyor yaa daha n'olsun.



Kendisini çok seviyorum. Ona da söylüyorum, korkmadan. Koz vermiş gibi hissetmeden. Çünkü o da farkında hiçbir şey hissetmediğim bir adamla sevişemeyeceğimin. Hayatıma girdiğinden bu yana çok şey öğrendim ordan, bana değer verdiğini hissettim, yaralarımı iyileştirdim, daha iyi bi insan olmak istedim, istiyorum ve çabalıyorum da bunun için. Bana bir sıfat vermesine gerek kalmadan, biraz daha kadın olduğumu hissediyorum. Öncekileri hatırladıkça, hayıflanıyorum, yıllarımı boşa geçirmişim diye düşünüp, ay hepinizin allah bin türlü belasını versin ibneler diyorum artık.

Bazen oturup düşünüyorum; onu özlediğimde, durduk yere aklıma geldiğinde, acaba diyorum.. Acaba aşık mı oluyorum?! Sonra derin bir nefes alıp sakin sakin düşünüyorum, hayır diyorum. Biliyorum, bilinçliyim, beklenti içerisinde değilim ve aşık falan olmuyorum. Çünkü bu neyse, her anından keyif alıyorum.

En yakın arkadaşım az önce siz çıkıyorsunuz dedi.. Hayır dedim. Çıkıyorsak dahi kendimize has bir şekilde yapıyoruzdur bunu. Ben onun hayatını kısıtlamayı hak görmüyorum kendime şu an. Birbirimizin üzerinde o kadar emeğimiz yok. Güzel zamanlardan başka bir şey paylaşmadık henüz. Belki ilerde ondan bir işaret alırsam olur. Belki.. Şimdi hayır asla o benim sevgilim olmasın diyemem. Olursa çok güzel olabilir. Ama şimdi değil, bunun için paylaşılması gereken çok şey var çünkü..

Bunların bilincinde olmak da beni mutlu ediyor aslında.. Değiştiğimi görüyorum. Daha iyi, daha özel bir kadın olduğumu anlıyorum. Gereksiz şeylere sıkılmıyorum. Ve bunun gibi bir sürü şey işte..

Sabah neden mutlu olduğumu sordu Muska, işte bu yüzden mutluyum anam.
Sana da bi tane kategorize edilemeyen Berkcan dilerim.

Hatta tüm kızlara dilerim.
Ne de olsa aşk diye bişi yok, kendinizi dramatik oyunlarla kandırıp mutsuzluğunuza acımayın.
Ben yaptım, hiçbir sike yaramıo, hiçbir orospu çocuğuna da yaranılmıyor.

Hadi hep beraber mutlu olalım!




Hiç yorum yok: