Motorize Yazışmalar; postları kadar, yorumları da okunası blog.. Ahaha sanki NY Times mınaki!

31 Ocak 2010 Pazar

Şaralor maralor

Öncelikle,

Göt donması için süper sosyetik bi tavsiye: yakı kullan. Bildiğin eczanelerde satılan anam babam usulu yakı. üşüyen yerlerine yapıştırıosun sıcacık tutuo. ayaklarının altına yapıştırma tabe :)

Sonralıkla,

fotoları buraya şaralorlaman senje ii bi fikir mi?!

Nihayi olarak,

Götümü kaldırmaya mecalim yok ya, sen de bana telefonda ultimatom verdin yazı yaz die. Zorla güsellik olmuo işte. Olsa götçe şu an burda olurdu. Ama kurban oliim laf neyin sokma şimdi. Tamam annneeee dedirtme bana. Ben de biliom ne salak bi bok yidiimi.

Bu arada, yeni sosyal durum mesajım: i'm in a relationshiT with götçe.
Uhaha.

29 Ocak 2010 Cuma

FındıKk' a açık not

ayın beşinde şimdiki kiracının kontratı bitiyo. 6sında bascam imzayı. herhalde en fazla bi hafta içinde açarız tükanı..

açıldığında da burdan fotolarını şaralorlarım.

27 Ocak 2010 Çarşamba

souk

götümün donmasına bi çare bulun:(( n'olur...

25 Ocak 2010 Pazartesi

iş olduğunu bilsem anamdan doğmazmışım

her şeye feci üşeniyorum =(

13 Ocak 2010 Çarşamba

Beğenmessem deiştiririm!

Hayat yine fevkalade sıkıcı gelmeye basladı. İş ev ikilisinden kurtulmak için ölmeye bile razıyım misal. Daha ne yaşıycaz mınakoyim. 28 yaş değil miydi zaten şu ünlülerin ebedi istirahatgahına göçtüğü yaş? Bence kafi sayı. Öteki tarafta bir şöhret kriteri olduğunu da sanmıyorum. Sen 28’ de ölemen, yeterince ünlü değilsin. git bi iki yıl daha yaşa öyle gel demezler herhalde. Yalnız o ceyms diinlerle cef bakleylerle falan takılmak için 28 koşulsa, yaza kadar ölmem lazım.

Aşk insanın kimyasını bile değiştiren bi olay. Kafadan ilk 3 ay falan ağrın sızın olmuyo hiç. Ne belin ağrır ne başın ağrır. Sabahlara kadar dans. İnanır mısın regl ağrısı bile o kadar şiddetli olmuyo o dönemde sayın okur. Duygusal beklentileri, ihtiyaçları geçtim sırf bu yüzden bi aşık olsam diyorum. 80’ lik nineler gibi oldum lan. Her sabah binbir güçlükle ay ay ay oy oy oy diye kalkıyorum yataktan. O ranzayı da aldık ama iyi mi ettik kötü mü ettik bilmem. Bir sabah yarı ölü yataktan inmeye çalışırken kafayı kalorifer peteğine bodoslama dalıp, akıtıcam pekmezi galiba. Altına da janjanlı koltuk aldık hesapta kitap okuruz, bilgisayarda sörf yaparız falan diye. Aldığımdan beri bi kere oturdum, onda da hastaydım zaten köpek gibi yine. Onun dışında gardrop misali kullanılıyo zavallı koltuk. Habire silip süpürüyorum odayı ama yatmaktan başka bişi de yaptığımız yok. Çok fena ağırıma gidiyo. Keyfini sürmeden cefasını çekiyorum.

Offf. Ne diyodum ben. Zaten havalar da dansöz gibi anasını satim. Sabah kar yağar, öğleden sonra güneş çıkar, akşam üstü lodos olur, gece yağmur yağar. Bu ibibiklerin, küresel ısınma küresel ısınma diye diye beynimizi siktikleri şey bu mu lan? Bu küresel ısınmayla alakalı da geçenlerde şöyle bişi duydum. Bu yaşadığımız yuvarlak, büyük patlamadan bu yana türlü türlü evrelerden geçmiş ya hani. Biliyonuz mu? Lan adamlar hayvan gibi hasılat yaptılar ice age denen çizgi filmden? O işte evre dediğim. Buz devri falan. Bu küresel de öyle bişeymiş işte. Bi sürü bilimsel bilimsel adam çıkıp “olur öyle yææ, doğal yani böyle şeyler” demiş. Lan oğlum niye ondan sonra bana “deodorant sıktım ve hepimiz ölücez!!” tribi yaşatıyonuz??? Sıkmasak teke gibi koksak daha mı iyi? Kokunca da kokuyo dersiniz. Hergün yıkansak, kısıtlı kaynakaların boşa kullanımı dersiniz ama. Cep telefonu kullanınca, o radyasyonlar hep kafanda şey oluyo biliyomusun dersiniz, atsak telefonu ne aramıyosun asosyal oldun iyice dersiniz. Herşeye bi cevabınız var lan!!!

Sabah 7 trilyor bana çıksa hayalleri kurdum yine. Nasıl bir tüketim canavarıysam kendimi istinye parktan çıkartamadım resmen. Bi BMW showroom’a kadar götürebildim, bi de emlakçıya. Onun dışında paso alışveriş. Ama yine ve yine, hayal kurma özürlü binsan olduğumdan sabah kalkıp yeni beeemwemle 800 tl’ lik işime gittiğimi hayal ettim. Hala gelcem çalışıcam yani burda hahahaha. Nasıl bir mal yarattım ben diye bakıp bakıp hayıflanıyosun di mi tanrım :/ Ben de nasıl yaptın öyle bi hata merak ediyorum zaman zaman. Ya şimdi düşünüyorum ben böyle zerre faiz maiz olaylarından anlamıyorum. Senelerce finansal yönetim okuduk bi damla anlamıyorum mevzudan? Hiç kafam basmıyo. O yüzden az önce 7 trilyonumu bankaya faize değil, hesaplayan insan olduğumdan ekmeğe yada sigaraya yatırmaya karar verdim!! Misal 2 trilyonunu harcansam, kalan 5 trilyonla 10 trilyon tane ekmek alırım. Bu ekmeklerin küflenmeden, bayatlamadan durabileceği bi hangar yaptırırım. En azından “ohooo daha 5 trilyon gün aç kalmam hacı” derim. Süper rahatlık bence. Ya da alırım 5,50’ den 909,090,909,090.90 adet muratti. -7 trilyon para çıkmış hala malboro’ ya 7,5 tl vermeye gönlüm elvermiyo lan nası pis bi insanmışım- rahatım, “offf sigara bitti kim gidip alcak şimdi:(“ derdim yok. Kralım resmen. Ama otlağa izin vermem onu baştan söyleyeyim. Hele ki bi paket sigaranın 10 ekmekten daha pahalı olduğu bi dönemde. Ne vercem sigara, az ye kendine bi sigara al pinti!!!!

Araya iş girdi moralim bozuldu yine ya. Öyle bir işim olsa ki altım üstüm olmasa böyle mis gibi. Kendi kendimin patronu olsam. Bu noktada yine çocukluğuma dönüyorum. Küçükken hep kendi kırtasiyemin kırtasiyecisi olmak istedim. Misler gibi. Rengarenk kalemler, boyalar, çeşit çeşit defterler, 3 ortalılar 5 ortalılar, kokulu kanser tehlikesi yaratan silgiler, oyuncaklı kalemtraşlar falan fıstık. O dönemde böyle sapık gibi 2 günde bir kitap bitirmediğimden kitap satmak yoktu hayallerimde, şimdi kitabı da ekliyorum. ama sadece sevdiğim kitapları slfsdlkjfls. Kişisel gelişim kitabı kadar sobaya atılası bişey yok bence. Madem o kadar kişisel gelişebiliyosun bilader o zaman neden hala zengin değilsin? Neden hala paraya hüseyin falan demiyosun? Çünkü zengin olsan bilirdik bence. Zira türkiye’ deki televizyonlar, binsan zenginse onu zaten benim oturma odama kadar getiriyo. Evime sokuyo. Adamın/kadının herhangi bir vasfı olması şart değil, zengin olması yeter. E hani sen nerdesin? Bak mesela Sema Çelebi işte, al. Kadın sanki halamın kızı. Çıkmıyor bizim salondan. Oturup herhangi bir kanalda, onun bulunduğu bir programı izlemesem de zap yaparken görüyorum. Babamdan çok Sema’ yı görüyorum ya:( Sema Çelebi çık evimden nolursun. Psikolojimi bozdun kocaman kocaman elmacık kemiklerinle yemin ederim. Sana bir garezim yok ama evimden çık allaşkına yaa. İşte bu kişisel gelişimciler de hayatın amacı olan "paranın amına koyma" mevzuunu kişisel gelişerek gerçekleştiremiyorlarsa başarısızlar benim gözümde. Öyle de yüzeyselim. Bir de mesela asla satmak istemeyeceğim başka bir kitap türü. Siyaset desen siyaset değil, tarih desen tarih değil. Bir olay patlak veriyor, misal son örneği ergenekon, hop 2 gün sonra ergenekon’un bişileri, yok efendim ergen’e kon nedir ne değildir başlıklı 5 milyon sayfalık bir kitap çıkıyor. Bilader ne ara yazdın sen onu? Tamam şunu kabul edebiliyorum, sen zaten halihazırda bu konuyla alakalı bir çalışma içendesindir falan filan da niye bekliyodun o zaman olayın patlamasını? Çakal mısın? Niye bitirdikten sonra hemen bastırmıyosun kitabı da bekliyorsun? Bitmemişti ki deme bana. 2,5 günde mi bitirdin olm kitabı hemen? "Yææa son iki sayfa kalmıştı" dersen zaten çarparım ağzına ağzına. Şimdi ondan sonra gel sen güven bu adamın yazdıklarına. Ne güvencem ya. İşte böyle kitapları da satmam. Ama tabi arkadaşlık ayrı ticaret ayrı. Bunlardan kazanılıyosa hasılat o zaman satarım. Hiç gözünüzün yaşına bakmam!! Kişiliğinizi geliştirin az ibneler!! Devlet, derin devlet, daha derin devlet falan hep öğrenmeniz lazım. Cahiller! Para lazım kira zamanı geliyo. Ay dediğin göz açıp kapayana kadar geçiyo.

Hale bak, ortada fol yok yumurta yok şimdiden kendi gölgemle kavga etmeye başladım ya.

Ya işte böyle sayın okur. Çok canım sıkılıyo lan. Boş boş işlerle uğraşıyorum hep.

İşimde değişiklik istemiyorum da mesela az biraz daha eylenceli bir hayatım olsa negzel olur :)

12 Ocak 2010 Salı

fallik dönemde bir sapma varsa düzeltmek lazım

2 saat boyunca anayasa hukuku görüp beynin bir kısmını kara lahana misali rendeledikten sonra kuyruğu titrete titrete otobüs beklerken baya bir üşümüşüm. yani ben otobüse bindikten sonra düşündüğüm milyonlarca abuk sabuk şey ve anının sebebinin ani ısınma olduğuna inanmak istiyorum.

şimdi ben malesef ki bu freud' un dönemlerine biraz fazla kaptırmış olacağım ki kendimi neredeyse bebe denilecek yaştan kukuya bişi sokunca bişeyler olması gerektiğinin bilincine erdim. işte ilk okul yılları falan. şimdi böyle düşününce hakkaten benim toplum standartlarına uygun bir iyi ayle kızı olabilmem ezelden beri mümkün değilmiş onu anladım :/ ya ailemin bu seks meks mevzularında son derece açık dilli olması yada benim fazla uyanık olmam beni böyle henüz çiçeğin bırak burnunda olmasını tohum olduğu çağlarımda acayip acayip aktivitelere yönlendirmiş herhalde. çok net hatırlıyorum kurşun kalemimi kukuma soksam mı sokmasam mı soksam nolur acaba diye düşünüp düşünüp azcık ucunu sokayım bence diye karar verdiğim zamanları. sen ilk okul öğretmeninin adını hatırlama ilk mastürbasyon girişimini hatırla! bu da bi acayip. neyse ben başka bişey anlatıcam.

her otobüse ya da minibüse bindiğimde karşılaşmaktan çekindiğim, bunun korkusunun zaman zaman kafamı, burnumu, gözümü cama yaslayıp aracın iç tarafıyla hiç ilgilenmeden 25-30 dakikalık yolculuklara sebep olduğu insanlar var-bu çok acayip bi cümle oldu galiba-
bunlardan bazıları aynı sitede oturduğum ve bık bık bık beynimi siken teyzeler, bazıları her karşılaştığımızda otuzbeşmilyonkere ne iş yaptığımı soran amcalar, eee ne zaman evlilik falan yok mu? diye soran meraklı yaşıtlar falan. lakin biri var ki, karşılaşmaktan ölesiye çekindiğim, bırak karşılaşmayı karşılaştığımızda tanımamaktan feci korktuğum biri. yıl orta2 yılı. tam hatıramıyorum. servisle gidip geliyoruz okula. aşşa mahalleden bi kız var. ebeveynlerin ayrı olması durumundan gerizekalıca bir yakınlık içindeyiz ki bu da ayrı bir mevzudur zaten. sanki annesi babası ayrı olan çocuklar ayrı olmayan çocuklarla arkadaş olamazlar diye bir kural varmış gibi benim arkadaşlarımın % 80 i ayrı anne baba çocuğuydu. daha mı bi yakın hissediyordum nedir. neyse, evlerimiz çok yakın, öğlenciyiz. servis saati gelmeden 1,2 saat önce bu vatandaş bize geliyor, kahvaltı ediyoruz falan. ve ben o dönemde gerizekalılık sınırlarını aşmış arşa ermiş biri olarak evde tuvalet giyiyorum skdjfhksfhks. gerçekten:( ya kuzenim evlendi o yaz, bana da somon rengi satenden eteği kabarık bi elbise diktirmişler. artık nası bi psikolojiyse herhalde kız görsün kıskansın diye sabah kalkıp pijamalarımı çıkartıp direk tuvaletimi giyiyorum. o dönemde bildiğiniz çirkin ördek yavrusuyum. haklı olarak okulda bir adem yüzüme bakmıyor. ben mütemadiyen platonik takılıyorum. ve lafı uzatmayayım iş o noktaya nasıl geldi bilmiyorum ama biz bu vatandaşla öpüşüyoruz. dans ediyoruz, öpüşüyoruz, dans ediyoruz, öpüşüyoruz... sonra ben tuvaletimi çıkartıyorum, jilemi giyiyorum ve okula gidiyoruz. orta okul öğrencisiyim bu sırada diye tekrar hatırlatmak istedim. lezbiyenlik diye bir olay olduğundan zerrece haberim yok. uyanmışım cinsel mevzuya, işin öpüşmekle başladığının farkındayım ama yanlış cinsle öpüşmenin geleceğimi geri dönülmez şekilde etkileyebileceğinden haberim yok. bu böyle herhalde 1 hafta kadar falan sürdü. nasıl başladıysa-cidden hatırlamıyorum-, öyle bitti. neden bitti, hoşumuza mı gitmedi, kendimizi salak gibi mi hissettik, korktuk mu hiç bilmiyorum. sonra o kızla aramız da bozuldu herhalde ki o öpüşme olayından sonra onunla herhangi bir anımı da hatırlamıyorum. gerçi ondan büyük anı mı olur, varsa da gölgelemiştir herhalde.
şimdi işte kız noldu yaşıyor mu öldü mü hala bizim buralarda mı oturuyor hiç bir fikrim yok. ama ödüm kopuyo işte bir toplu taşıma aracında yanıma yaklaşıp "merhaba, ben ayşe, hani şu ilk dilli milli öptüğün insan" diyecek diye. hayır onu bunu bırak güzel de değildi anasını satayım. böyle şimdi gözümde canlandırdığımda iğrenç bi ağzı vardı diye düşünüyorum hep. tanısam mesela arabaya bindiğinde hemen saklanırım, arabadan inerim falan. ama ya tanımazsam? ya dibime kadar gelip yanıma falan oturursa? bacağıma falan ellerse? ya bi anda uzanıp dudaklarıma yapışırsa laaaan!!!! "hala öpüyo musun kızları" diye sorarsa "eet" dedim ama. "sadece artık güzel kızları tercih ediyorum" diye de lafı yapıştırırım. sonra o da beni işaret parmağıyla göstererek "bu benim cinsel kimliğimle oynadı, dilli milli öptü beni" der. al başına belayı anasını satayım.

işte yolda gelirken bunları kurdum kafamda. yol zehir oldu bana. resmen diken üzerinde oturdum. sonra şey düşündüm. mesela gayet heteroseksüel binsanım ama hatunlu bi olaya da girmek isterim ölmeden bi kere. zira şimdi düşününce o olay bana çok iğrenç geliyo çünkü kızın tipini hiç hoş hatırlamıyorum. bir de o zaman ne kadar aklın kukunun sırrına varmış gibi gözükse de çocuksun neticede. mevzunun fantastik yönünden bihabersin. erkek denen şeyin sana çozel şeyler yapabileceğini biliyosun ama erkek olmadığı için elindeki tek malzemeyi, aşşa maalledeki kızı kullanıyorsun. o da 15 sene sonra sana otobüs kabusu olarak geri dönüyo. şundan dolayı isterim bir de kadınla seks mevzusunu, frijit değilim, seks şahane bişi, çok düzenli seks yaptığım zamanlar da oldu, ama öyle tam manasıyla bir doyum yaşamış, zevkin doruklarına bayrak dikmiş değilim. erkek dediğin devir ne devri olursa olsun gözümü kaparım vazifemi yaparım diyen bişey. kolay kolay orgazm olamayan kadınlar için çok zor. benim gibi hem kolay orgazm olamayan hem de şanssızın, bahtsızın, şaşkının en önde gideni olunca kabus oluyor.

şu zamana kadar öyle tonlarca adamla seviştim demeyeceğim öyle bir durum yok, işte bi elin parmaklarını ya bir ya iki geçer. onların içinde de beni harbi harbi gerçekten seks denen şeyin mikkemmel bir olay olduğuna inandırabilecek tek adamla geçirdiğim tek gece için, akşam gidip sir ağda yaptırdığımdan hiçbir bok hissetmedim mesela. ama seks tanrıçası gibi adamdı. sanat gibi sevişiyordu, heykel gibiydi. ve ben evet bi bok anlamadım o geceden. bu da benim talihsiz ve şaşkın kısmım işte nabalım.

ne kadar cinsel içerikli bir yazı oldu bu yaa.

herneyse bu kadar cinsel şey düşünüp eve gelince, çırptım çırptım karıştırdım. kendimi kekle yatıştırdım.

5 Ocak 2010 Salı

sinire kestim amına koyim

iki gündür bir kısım sek orospu çocuklarıyla haşır neşir olmak zorunda kalıyoruz ailecek. elimden gelse meşaleyle tutuşturucam götverenleri. para ne sikimsonik bişeymiş arkadaş, yolda görsen yüzüne bakmayacağın bazı ibneleri alemin kralı yapıyor. sanki bana sultan süleyman amına koduğumun herifi.

bildiğim tüm küfürleri yazsam atamıycam sinirimi!!!!

2 Ocak 2010 Cumartesi

Ay Işığı

Siz siz olun, bi kere de ay ışığında sewişin.
:-)











p.s.: ivit o benim oldu! niyahahauha.