20 Ağustos 2010 Cuma
Beni kategorize etme dedi Berkcan.
Sözlerimi geri alarak başlamak istiyorum bebeğim. Hani ona fakbadi demiştim ya. O benim fakbadim falan değil. Aceleyle söylenmiş bir şeydi o. Şimdi ne kadar da yanlış geliyor kulağa!
Neden?
Çünkü..
Sadece canımız sevişmek istediğinde gel, git, hadi nerde kaldın, işim var şu saate kadar geldin siktin, gelemedin Fındık kaçar muhabbeti yapmıyoruz.
Ortak zevklerimiz var, beraber takılmak için fırsat yaratıyor, birbirimize zaman ayırıyoruz. Hem ikimiz de biraz keyif pezevengiyiz. Ama haftada 2den fazla üst üste görüşmüyor, birbirimizi özleyelim diye 2 gün hiç görüşmüyoruz falan. Sonra özlemiş oluyoruz tabi. Ama nasıl da güzel geliyor. Kimse kimseye hesap sormuyor, o bana gelen hediyeleri, kur yaptığım abileri sorgulamıyor, ben onun takıldığı ablaları. Bir aradayken gayet mutlu mesut, özgürlük kısıtlayıcı beklentiler içerisinde olmadan, gül gibi geçinip gidiyoruz.
Beraber market alışverişine çıkıyoruz, evde içmeyi, ciğercilerde homini homini tıkınmayı, gecenin bi yarısı buz gibi armut şeftali hüpletmeyi, sahilde elele yürüyüş yapmayı, yanımızdan geçen kızların bacakları ve memeleri, erkeklerin aletleriyle ilgili yorum yapmayı seviyoruz. Banliyö trenine atlayıp fotoğraf çekmeye gidiyoruz falan. Bazen akşamları kendi arkadaşlarımızla takılıp, sonra gece evde buluşup sarılıp uyuyoruz. Sonra ben rahat durmuyorum. Onu baştan çıkarıp illa seviştiriyorum.
Yoruyorsun beni kadın! dedi mesela bu sabah.. Saat 6da kurulmuş gibi uyandım, inception-vari rüyasının en güzel yerinde kalçalarımı şahane bir kaşık olucak şekilde ona dayayıp mmmh! yapmam yetti uyanmasına. Zaten bu sabah hava serindi. Rahat rahat taciz edebildim kendisini. Hem yatağımın karşısındaki ayna gündüz vakti daha efektif kullanılıyormuş bunu da anlamış olduk.
E hal böyle olunca biz ne fakbadi, ne sevgili oluyoruz.
Bazen romantik, bazen ateşli, bazen entel, bazen komik takılıyoruz.
Aktivite partneriyiz biz.
Ben bu durumdan çok memnunum şahsen. Öncelikle fakbadi soğukluğunda olmadığı için ne yaparsak yapalım, akabinde kendimi kullanılmış ya da kötü hissetmiyorum. Çünkü ister sevişelim, ister miskin miskin oturalım, ne yaparsak yapalım hiçbir şekilde ruhsuz, düşüncesiz, bencil ya da sevgisiz değiliz. Kötü insanlar da değiliz hem..
Terli terli uyuduğumuzda, gece defalarca uyanıp sırtımı örtmesi, her seferinde beni öpmesi bundan.. Çıkardığım her sesi dikkatle dinleyip, canımı yakmaktan endişe duyması bundan. Sanırsam bu sabah küvete girip, beni boynumdan ayaklarıma kadar tatlı tatlı sabunlaması da bundan.. Sözlerle çok şey anlatmıyor, ama bana ismimle de hitap etmiyor, onun şekeri, tatlısı, tavşisiyim. O benim balım. Telefonu kapatırken illa muajk diye öpüyor yaa daha n'olsun.
Kendisini çok seviyorum. Ona da söylüyorum, korkmadan. Koz vermiş gibi hissetmeden. Çünkü o da farkında hiçbir şey hissetmediğim bir adamla sevişemeyeceğimin. Hayatıma girdiğinden bu yana çok şey öğrendim ordan, bana değer verdiğini hissettim, yaralarımı iyileştirdim, daha iyi bi insan olmak istedim, istiyorum ve çabalıyorum da bunun için. Bana bir sıfat vermesine gerek kalmadan, biraz daha kadın olduğumu hissediyorum. Öncekileri hatırladıkça, hayıflanıyorum, yıllarımı boşa geçirmişim diye düşünüp, ay hepinizin allah bin türlü belasını versin ibneler diyorum artık.
Bazen oturup düşünüyorum; onu özlediğimde, durduk yere aklıma geldiğinde, acaba diyorum.. Acaba aşık mı oluyorum?! Sonra derin bir nefes alıp sakin sakin düşünüyorum, hayır diyorum. Biliyorum, bilinçliyim, beklenti içerisinde değilim ve aşık falan olmuyorum. Çünkü bu neyse, her anından keyif alıyorum.
En yakın arkadaşım az önce siz çıkıyorsunuz dedi.. Hayır dedim. Çıkıyorsak dahi kendimize has bir şekilde yapıyoruzdur bunu. Ben onun hayatını kısıtlamayı hak görmüyorum kendime şu an. Birbirimizin üzerinde o kadar emeğimiz yok. Güzel zamanlardan başka bir şey paylaşmadık henüz. Belki ilerde ondan bir işaret alırsam olur. Belki.. Şimdi hayır asla o benim sevgilim olmasın diyemem. Olursa çok güzel olabilir. Ama şimdi değil, bunun için paylaşılması gereken çok şey var çünkü..
Bunların bilincinde olmak da beni mutlu ediyor aslında.. Değiştiğimi görüyorum. Daha iyi, daha özel bir kadın olduğumu anlıyorum. Gereksiz şeylere sıkılmıyorum. Ve bunun gibi bir sürü şey işte..
Sabah neden mutlu olduğumu sordu Muska, işte bu yüzden mutluyum anam.
Sana da bi tane kategorize edilemeyen Berkcan dilerim.
Hatta tüm kızlara dilerim.
Ne de olsa aşk diye bişi yok, kendinizi dramatik oyunlarla kandırıp mutsuzluğunuza acımayın.
Ben yaptım, hiçbir sike yaramıo, hiçbir orospu çocuğuna da yaranılmıyor.
Hadi hep beraber mutlu olalım!
19 Ağustos 2010 Perşembe
abazan kız için verme kafası
Mode:
Bacaklarım ağdalı, reglim bitti, kaputum var, libidom tavan!!! Helva yapsanaaaa helva yapsanaaa....
We are accidents waiting, waiting to happen
Şimdi bayadır bişi yazmıyoruz.
İçim rahat değil ama yazasım da yok.
Önemli değişikliller oluyor.
Tehlikeli sularda yüzüyorum ben bizzat.
Helecan dorukta.
Bir ara anlatıcam.
Fındık is a part of the fire!!!
O da yazar bir ara umuyorum.
Zira benden daha zevkli günler geçirdiği kesin.
Bugünün şarkısı radiohead, there there olsun.
Zira bir kaza oldu olacak...
Buraya bir deylimoşın yada fizy linki koyabilmeyi isterdim lakin teknik imkanlar şu anda pek müsait diil.
O yüzden şöyle bişi denicem. Site azcık gudik ama bakalım videoyu postun içinde çıkartabilecekmiyim?
http://www.weeditvideo.com/There-There-/q-dnMxRFgzMnQzOGM=
<embed src="http://www.weeditvideo.com/embed/swf/dnMxRFgzMnQzOGM=" wmode="window" bgcolor="#000000" allowfullscreen="true" scale="noScale" width="100%" height="355" type="application/x-shockwave-flash"></embed>
Sözleri de yazayım;
In pitch dark i go walking in your landscape
Broken branches trip me as i speak
Just cos you feel it doesn't mean it’s there
Just cos you feel it doesn't mean it’s there
There's always a siren singing you to shipwreck
Don't try, don't reach out
Stay away from these rocks we'd be a walking disaster
Don't reach out, don't reach out
Just cos you feel it doesn't mean it’s there
There's someone on your shoulder
Just coz you feel it doesn't mean it’s there
There's someone on your shoulder
Feel it
Why so green
And lonely
Heaven sent you
To me
We are accidents waiting
Waiting to happen
We are accidents waiting
Waiting to happen
Ps: hayatımın aksine biraz renkli bi yazı olsun istedim.
Aslında biraz maviyim bugün.
6 Ağustos 2010 Cuma
Kaçak Fındık Acele İle Bildiriyor
geçen süre zarfında pek sikim bişi olmadı. bi tane çocuk bana aşık oldu kendisine amcık ağızlı bi mal olduğunu anlatmam çok uzun sürmedi tabi, yol verdim. ama performans şahaneydi :) ama tam bi göt oğlanıydı.
şimdi son numaramdan bahsedeyim.
adı berkcan! tabi ki diil! adını burda yazamam, muskaya telefonda dicem ama.
kendisi yeni fakbadim. multi kültürlü zeki aksiyonu bol bi adam. dilbilgisi gayet şahane, ingilizce ve bi yabancı dil daha konuşuo ama benimle diil. benimle tr konuşuo.
çok kafa, muhabbeti zaten muhteşem, çok konuşuo ama götçe gibi boş konuşmuo. ukala biraz ama benim hoşuma gidio, bana ukalalık tasladığı her konuyu benim biliyor olmam da onun hoşuna gidiyor, biliyorum..
iki gecedir bende kalıyo. kendisiyle hem konuşmak hem sevişmek acayip eğlenceli. yakışıklı da ha! benden bi kaç yaş küçük ama ben farkı anlamıorum bile. cidden çok olgun bi çocuk.
ve işin en güzel tarafı duygusal diiliz. kimse kimseden bişi beklemio. ben zaten kendimi çok anlatmıom çok konuşmuom, soru soruo cevaplamıorum falan. kendimi çok açmıyorum çünkü daha önceki tecrübelerim yapmamamı söylüyor. bi de ben onun kadar zeki diilim (her ne kadar kendisi beni acayip zeki bulsa da, kendimi biliorum) o yüzden söz gümüşse sükut altın şu an benim için. ağır ol molla desinler falan.
merakla bir şey sorduğunda gözlerimi devirip ufak bi gülümsemeden sonra konuyu değiştirmek gibisi yok. tabi iş bööle olunca accık da gizemli oluorum. işime geliyo.
en yakın arkadaşım nie sadece fakbadi olarak bakıosun dio ama çocuk zaten acaip sevişken yani, hiç kalbimi kıramam, beklenti içerisine girmiyorum. aslında istemiorum da çünkü şu andaki hali bok edilmemesi gerektiği kadar güzel.
ha bi de evlerimiz de çok yakın, 10dkda gidip gelebilioruz birbirimize. ama asıl gidip gelme o kadar kısa sürmüo tabe.. en az 2 saat, you know? :) o yüzden diorum ya,bok edilmemesi gerektiği kadar güzel.
bööle işte..
yarın muska karısının yanına gitcem bi mani olmazsa. akşam içiciiiz xuxuları.
bi ay soora da tatile çıkıom.
gelişmelerle yine karşınızda olcam.
ölmedim demek ve muskaya son gelişmeleri bildirmek için ce eee yaptım :p
yalarım, bye.
not: kevaşe muska, izleyicileri bana karşı doldurmasana göt.